ZA : ‘’SİZİN ZENGİNLİĞİNİZ BACA OTUNA BENZER,GÜNEŞİ GÖRDÜ MÜ YOK OLUR’

AVUKAT ZİHNİ ASLAN'IN KALEMİNDEN

‘’SİZİN ZENGİNLİĞİNİZ BACA OTUNA BENZER,GÜNEŞİ GÖRDÜ MÜ YOK OLUR’

ŞEBİNKARAHİSAR ORTAOKULUNA GİTTİĞİM 1964 LÜ YILLARDA bize takılanlar olurdu. ‘’ ULAN KINIKLI DEĞİLMİSİNİZ? KATIR HIRSIZLARI’’ deyişlerine kızıyordum.

Öyle ya, Şebinkarahisar Kınık Köyü OĞUZLARIN KINIK BOYUNA mensuplar. Hasan Tahsin Okutan hocamızın kitabında KINIK BOYU'NUN OĞUZLARIN EN MERT EN SAVAŞÇI boyu olduğu kayıtlıdır.

Anadoluda KINIK adlı yerler vardır. ANKARA ÇUBUK – ÇORUM İZMİR (Kınık İlçesi)– BALIKESİR GAZİANTEP- gibi yerlerde mensupları yerleşim birimleri bulunmaktadır.

Sözlük anlamı olarak, OĞUZLARIN YİĞİT,DÜRÜST,GÖZÜPEK bir boyudur.Mezar taşlarına göre tarihi 1180 tarihlerine uzanan köyümüz, 1640 yılı kayıtlarına göre; TIMAR olarak ayrılmıştır. Tapu kayıtlarına göre; DÜZGEVEZİT NAHİYESİ olarak bilinmektedir.

Köyde yaşayanların büyük çoğunluğu KÖRMEHMETOĞULLARI lakabı ile anılır.Bir Mezar taşında DAĞISTANLIOĞLU KÖRMEMMETOĞLU şeklinde kayıt vardır. KINIK KÖYÜ kadimden beri önemli bir yerleşim yeridir. YEŞİL KAPI adıyla bilinen HACIPINARINDAKİ türbede ‘ CEBELÜ’ olarak tam teçhizatlı, tımarlı sipahilerini savaşa göndermek için, keşkekli dualı toplantılarla OSMANLININ KATILDIĞI SAVAŞLARA gönderdikleri bilinmektedir. Bu gün SÖĞÜT olarak bilinen yerde yapılan şenliklere köylülerimizin CUMHURİYETİN İLK YILLARINA DEK katılımın sağladığı tahrir defterlerinde yazılıdır.

30-40 yıl öncesine dek, hayvancılıkta ŞEBİNKARAHİSAR'IN yüzakı olma özelliğini sürdürmüş, yaylacılıkta kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede iken, bu gün güdülen ekonomik sosyal politikalar sonucu, maalesef hayvancılık ve yaylacılk asgari düzeylere inmiştir. KINIK köylüleri de Şebinkarahisar'ın yenemediği makus talihi nedeni ile GÖÇ OLAYI YAŞAMIŞTIR. Türkiye’nin muhtelif köşelerinde, özellikle İSTANBUL-BURSA- İZMİR- ANKARA gibi illerde yaşama mücadelesi vermelerine rağmen “ Memleket Sevdasından “ vazgeçmedikleri bilinir.Eğitim her zaman olmuştur.O dönemin bir cazibe merkezi olmuştur.Oldukça konukseverlerdir.Vatan, millet, yurt sevgileri hiç eksik olmaz.Osmanlı döneminde YEMENE gidip dönmeyenler, Kurtuluş Savaşında da CEPHEYE GİDİPTE DÖNMEYENLERİN sayısı oldukça kabarıktır.Bizzat çocukluğumda anılarını dinlediklerimizden, Yemen de ATATÜRKÜN YILDIRIM ORDULARINDA - 31 MART İSYANINI BASTIRAN HAREKET ORDUSUNDA DA ASKER OLAN RASİM DEDE (YEŞİLLERDEN)- YEDİ YIL YEMEN CEPHESİNDE SAVAŞAN HACI RAŞİT ÖZTÜRK(ÖZTÜRKLERDEN) VE yetişemediğimiz,ETEMAĞALARDAN ÇAKIR EMMET(AKKUŞLARDAN) bir kaçını sayabiliriz.

Nasıl olurda böyle bir suçlama yapılır? Bu konuda Köyümüzün eskilerinden bölük pörçük dinlediklerimiz oldu GOCA İRECEP- BEKİRİN İSEYİN- MEMMET ALİ- KADİR ÇECE, NAZIM ÇECE- EŞREF MUHTARIMIZ gibi rahmetlilerden bir çok şeyler öğrendik.Konunun en iyi bilenlerinden KARA MEVLÜT (Rahmetli MEVLÜT Kurt) anlattı, bir kısmını da köylüm, kadim dostum, Av.DURSUN AKKUŞ kardeşim katkıda bulundu:

‘’ Yıl 1920 LER VEYA 1921 LER. Biliyorsunuz, son günlerde dillendirilen TEKALÜFÜ MİLLİYE (MİLLİ YÜKÜMLÜLÜK KANUNU) çıktığı günler olmalı . Vatandaşlara ELLERİNDE BULUNAN MAL,ZİYNET, PARA, VS sonradan ödenmek üzere YURTTAŞLARDAN, istendiği CEPHLERDE SAVAŞAN ASKERLERİMİZİN ihtiyaçları için, gösterilen uğraşılar dönemi. Yani başka bir ifadeyle, BİRİMİZ HEPİMİZ HEPİMİZ BİRİMİZ için,söz konusu VATAN ise gerisi TEFERRUATTIR, düşüncesinin hakim olduğu yıllar;

SAMSUN GİRESUN CİVARINDA İSYAN EDEN PONTUSÇULARI YOKEDEN TOPAL OSMAN AĞANIN, sık, sık, ŞEBİNKARAHİSARA GELDİĞİ, kınık köyünün aşağı mahalle ile olan boşluğunda karargah kurduğu yıllar.Çevreden Katılanlar (Bizim köyden MEMEDAĞANIN OĞLU ŞABAN ÜNALDI( bizim Kenan Kılıçın DOLAYISIYLA iyi parti İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Meclis üyesi BORA KILIÇ öz dedesi olur) KARAŞENSEDEN(EKECEK) rahmetli ŞERİF ÇAVUŞ gibilerde, TOPAL OSMANIN askerleridir.

Topal Osman ÇEVREDEKİ KÖYLERDEN VE KINIKLILARDAN KATIRLARINI ister. AVRENLİLER VERMEYİNCE,TOPAL OSMAN o'zaman KINIK delikanlilarına katırları BİRLİĞE getirilmesi için havale eder. Gözüpek KINIK DELİKANLLARINDAN bir gurup, gece AVRENE GİDERLER, yanlarına da keçe alırlar. KATIRLARIN AYAKLARINA bağlarlar. NAL SESİ İLE SAHİPLERİNİN uyanmasına NEDEN OLMAMAK İÇİN, ayaklarına keçeleri bağlayıp,hatırı sayılır miktarda katırları ŞEBİNKARAHİSARA GETİRİP,JANDARMAYA teslim ederler. Ertesi gün katırlarının çalındığını öğrenen AVRENLİLER şikayete gelirler. Durum anlaşılır ise de ADIMIZ KALIR ‘katır hırsızı!’

Bu konuda kahvede takılanlara da BİZİM KEDİ AHMET ABEYİMiZ, (ÖMRÜ UZUN OLSUN) "BİZ ZENGİNİZ,SİZ KATIR ÇALANLARSINIZ." DİYENLERE DE :
‘’SİZİN ZENGİNLİĞİNİZ BACA OTUNA BENZER,GÜNEŞİ GÖRDÜ MÜ YOK OLUR’

BAŞKA SÖZE GEREK VARMI? SORUSU OLAN?

AV ZİHNİ ASLAN"