İŞ : " GIDA GÜVENLİĞİ "

'NOSTALJİ'DEN KALAN YAZILAR

Av.İsmail Şenol'un Kaleminden;

" GIDA GÜVENLİĞİ "

" Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, içinde %09 ve altında "Genetiği Değiştirilmiş Organizma(GDO)" bulunan gıdaların üretim ve satışına izin veren Yönetmelik değişikliği resmi Gazete'de yayımlandı. Böylelikle, sağlığa olumsuz etkileri nedeniyle tartışma konusu olan GDO'ların bebek maması dahil birçok gıdaya girmesinin yolunun açıldığı ifade edilmekte.

Bu yol açıldı mı? Açılmadı mı? Buna gıda uzmanları gereken cevabı verecektir. Ama benim aklıma bir hikaye geldi. Çoğunuz da biliyorsunuzdur. Papaz kilisede, Hıristiyanların cennete gidebilme yöntemleri üzerine vaaz ediyor. İşte Hıristiyanlar cennete şöyle gidecek, böyle gidecek. Cemaatten biri dayanamıyor, Müslümanların da cennete gidip gidemeyeceğini soruyor. Müslümanların cennetin kapısından bakmakla yetinecekleri cevabını alınca, "aman ha, yüz vermeyin, kapıya kadar gelirlerse içeride girerler" diye endişesini dile getiriyor.

Demem o ki yolu açıldı ise ülkemiz GDO lu ürünler pazarına döner hiç merak etmeyin. Kamu denetimi vesaire hak getire. Bu türden ürünlerin varlığı, gemilerde alıkonulduğu haberleri epeydir gündemde idi. Demek ki üstesinden gelinemeyince, çare mevzuatı aykırılığa uydurmakta bulundu. Bu da zaten alışık olduğumuz bir durum. Baş edemiyorsan mevzuatı fiiliyata uydurursun, ya da ona bile gerek duymaz doğrudan uygulamaya geçersin.

Bak ne güzel bir çözüm sürecimiz var. Ne istiyorsun kardeşim, şunu bunu. Lafımı olur al tepe tepe kullan. Yeter ki analar ağlamasın. Dağa çıkarılan küçük çocukların anaları da ağlanacak yeri iyi biliyorlar. Güç kimde ise oraya çadır açıyorlar. Diyarbakır Belediye Başkanlığı önüne karargah kurmuşlar. Kimsenin aklına Valilik, Emniyet, Jandarma geliyor mu? Devletin valisi iki komşu il arasındaki karayolunu açamamamın çaresizliği içinde.

Neyse bunlarda aklımıza nereden geldi ise. Konumuza dönelim, tehlikeli sulara kulaç açmanın anlamı yok. Başımız belaya girmesin. GDO'lu ürünlere izin veren yönetmeliğin gündeme gelmesi arifesinde ilgili bakan bunlara izin verilmeyeceğini söylemişti. Beyanatının sıcaklığını koruduğu bir dönemde tam tersi bir durumla karşılaşıldı. Bu da bize, "ne söylenirse tersini anlamamız gerektiği" hususundaki geleneğimizin bozulmadığını göstermekte. "İzin vermeyiz, müsaade etmeyiz, görüşmeyiz, yapmayız" denildiğinde bunların tersinin oluştuğu yönündeki kanaatimiz yara almamış oldu böylelikle. Ama bu konudaki istikrarımızın "zeval görmemesi" karşısında belki de sevinmeliyiz, kim bilir?

Şimdi diyeceksiniz ki, organik gıda temininde güçlük çekilecek. Ne olacak bizim halimiz. Onunda çaresi var. Sanırım Sağlık Bakanımızın söylediğine göre en garanti organik ürün "biber gazı". Biraz zahmetli, zahmetlisi bir yana tehlikeyi bile barındıran bir iş ama organik ürün edinme dürtümüz, bizleri bu yollara da sevk edeceğe benziyor. Katıl eyleme ye gazı, hem de suyun, havanın bile paralı olduğu şu devirde. Bedava organik gaza maruz kalmak her şanslı kulun harcı değil hani!

30.05.2014

Av. İsmail Şenol "