Güven Gürbüz Yazdı : " MAKSAT PERDE İSE, MIZRAP SEBEP "

GÜVEN GÜRBÜZ'ÜN KALEMİNDEN;

" MAKSAT PERDE İSE, MIZRAP SEBEP "

"Gayeyi, maksatı aşar bazen sebep. Sebebi yaratmak olmamalı hacet.
Hacetten yaratırsa maksat. Olursa şayet hayat melat.
Gel birde, sen de dayat.Olur sonunda yazılacak kitap.
Herşeyin ilkidir güzel görünen.
İlkler son olmadan yaşatırsa da mutluluklar.
Yok eder onuda sonunda yanlışlıklar.
Gaye bizim maksadımız. Aşmamalı onu haddimiz.
Selam verdiğimiz sağımız, solumuz.
Olmaz olur birde bakmışsınız umudumuz.
Her nereye baksak sonuç gaye ile başlar.
İyi gayelerin sonucu bizlerle olgunlaşır.
Nereye baktığımızdan çok neyi gördüğümüz o'zaman anlaşılır.
Sonuç ne olursa olsun gayemiz samimi ve içten ve ulaşılır olmalı.

Ne oldum dememeli. Ne olacağım demeli. Makam ve mevki gelir gider.
Hayat ummadığının boynunu büker.
Eline geçene değil, elindekinin kıymetinedir değer.
O'değer olgunlukla şahsiyete şahsiyet katar.
Beklentilerin bazen çaresizdir. Hayatın en önemli cilvesidir.
Değer ehlinin elinde değerlenir. Cahilin elinde ise küllenir.
Ateş olup yakarda, ilaç olup iyi ederde.
Marifet kişide şekillensede. Değer, fayda, çare sonucun içinde.

Az söyleyip, çok işitsede. Söz gümüşse, sukut altındır desede.
Yazılır bir yerlerine hayat defterinde.
Ödülü haktan gelir. İyilikten iyilik bilinir doğar.
İnsanoğlu bu gün var, yarın yoksada.
Öğüt iyilikten yana varsada, çarede onu takip eder yolda.
Ha bu gün, ha yarın belkide kapında.
Gülümseyerek açmakta sende, somurtup kapatmakta.

Her ne beklersen hayattan. Hepisi de bir nizam, bir intizam.
Yazılıp, çizilen, sonucu hep bir mizan.
Doğruluktan yana ise seninde hizan.
Şaşan olmaz derler hiç bir zaman hesabından.
Eğrilirse de, bükülürse de doğru, odur asla kırılmayan.
Doğru eğrilir ama kırılmaz!

Her söyleyenin arzusu isteği. Bilinmez içindeki dileği.
Hoşgörü olursa öngörü. Öngörü'nün de var elbet söyleyeceği.
Nedir, kimedir, niyedir..? Tavsiye eder idrak ile tecrübe etmeyi.
Sonuçlar iyi, kötü. Kimin ne dediği değil, kimin ne isteği.
Anlaşılan odur ki; Maksat perde ise, mızrap sebep.
Maksadımız, gayemiz, neyi nasıl söylediğimiz.
Mızrap misali elinde tutanın. Elinde şekillenenin.
İster eğri, ister büğrü. Bulanın elinde. Söyleyenin dilinde.
Dinleyeninse kalbinde, yüreğinde. Sonuç değişmesede.
Herkes aradığını bulma yolunda.
Kimine bulduğu kısa, kimine uzun.
Bilinmesi gereken tek şey sonuç tutanın elinde.
Elinde tuttuğunu bilmek önemli sonunda.

Hoca Nasrettin'in dediği gibi;

Ben Perdeyi Buldum ve Çalıp Duruyorum

Bir gün Nasreddin Hoca’yı ziyafete davet ederler. Yeme içme faslından sonra saz çalan bir misafir sazını ortaya çıkararak;
“Hocam, saz çalmasını bilir misin?” diye sorar.

Hoca da hiç düşünmeden, sözünün sonunun ne olacağını aklına kestirmeden; “Evet, çalarım.” deyiverir.

Bunun üzerine sazı Hoca’ya uzatırlar. Ne perde, ne mızrap… Hiçbir şeyi bilmeyen Nasreddin Hoca sazı eline alır ve gelişigüzel mızrapla tellere vurmaya başlar.

Sazdan garip garip sesler çıkınca oradakiler; “Hoca Efendi, bu nasıl saz çalış? Bunun da bir çalma usulü vardır, seninki saz çalma
değil işkence.” derler.

Nasreddin Hoca, saz çalmasını bilmediğini belli etmemek için kahkahayı basar ve; “Arkadaşlar, bunda şaşılacak ne var? Bu işte perde arayanlar, aramaya devam etsinler,bakın ben buldum ve çalıp duruyorum.” deyiverir.

Yaşam felsefesi. Tarihten gelen sesi. Kiminin başına oldu fesi.
Kiminin fötr şapkası.Değişir değiştikçe değişenlerle.
Adı papak, adı kalpak. Yaşamın başımızın üstündeki yeri.
Dökülsede, döküm, döküm. Sonbaharda gazellerle salkım sökükler.
Rengi yeşil, rengi sarı. Mevsimlere bağlı. Kimi açarken, kimi solarken.
Hayatımızdan gidenler bir daha dönmezken.

Yaşam felsefesi. İçimizdeki ılgıt, ılgıt, esen nefesi.
Düşündürmeli yönümüz neresi.
Her bir can. Doğar bir anadan. Bizlere neler bahşetmiş yaradan.
Düşününce anlayan. Anladığını bağışlayan, sarılıp kucaklayan.
Her can ile paylaşan. Yardımlaşan. Dayanışan.
Varmı senden iyi insan.

Maksadı iyiliğe çıkan her dosta,

Sevgi ve hürmetle.

Güven Gürbüz

3 Aralık 2022

Şebinkarahisar / Ankara "