Güven Gürbüz Yazdı : Sözümüz iki gözümüz

Güven Gürbüz Yazdı :

Sözümüz, iki gözümüz.

Dostluk, sevgi, bağları. Kemanın yayları. Çıkardıkça sesleri. Hatırlatır geçirilen nice kışları, yazları.
Sevenlerin dosta ziyaretleri. Açılır her daim kapısı, pencereleri. Birbirini gördükçe eser bahar yelleri.
Hasretlikler sonrası kavuşmaları. Sarılıp, koklaşmaları. Çözülür birden dizinin bağları. Hatırlatır anıları.
Sırtına sarmışsa o'koskoca yılları. Taşmışsa heybeleri. Zamandan kopan her bir parçaları. Süsler masaları.
Dostluğun sofrasındadır payları. Yeşertir gönülden bağları. Her birinde bir tad, nice, nice, nice, meyvaları.

Her insan arar kendi denginden. Ahenginden. Kendine de uysun der huyundan, suyundan. Ayırmayın o'zaman yolundan.
Hangi kuş memnundur sor kafesinden? Her ötüşünde özgürlüğün bir ötesinden. Yankılanır her içini, içine çekerken.
Kim ki bilmezse kendini kendinden. Nazarı da dağılır üfürüğünden, nefesinden. Bahanesi olacak kim bilir neresinden?
Bilen bilir bildiğini bilgisinden. Bilmeyen ne bilsin ötekisinden, berisinden. Sen sen ol anla evirip çevirmesinden.
Hoca Nasrettin bu, anlaşılır neresinden? Dostluğundan. Sevgisinden. Anlayışından. Hoşgörüsünden. Fıkranın dilinden.

Bizim Eve de Uğrardı

Nasreddin Hoca’nın hanımı olmak zor mu zor; geleni olur, gideni olur.
Hoca’nın hanımı gündüzleri hep komşuları tarafından ev oturmalarına çağırılır.
Gitse olmaz, gitmese olmaz, ne de olsa Hoca hanımı… Belki de Hoca hanımı olmanın
verdiği sorumluluktan dolayı kimsenin gönlünü kırmaz ve davetlere gider.
Hanımının çok gezdiğini bilen bir komşusu günün birinde Hoca’ya;
“Hocam, yanlış anlamayın ama senin hanım galiba çok geziyor…” der.
Nasreddin Hoca, komşusunun sözü nereye getirmek istediğini bildiği için;
“Adam sen de! Eğer senin dediğin gibi çok gezmiş olsaydı arada sırada bizim eve de
uğrardı!” deyiverir.

Sözün; meclisi, içerisi, dışarısı, olmaz. Her söz; laf ola, beri gele, bilmez. Söz, söz olacaksa uzakta bulunmaz.
İncedir gönül telleri mızrap istemez. Dokundukça titrer, anlamayan hissetmez. İçindeki nağmelerdedir hiç görülmez.
Sözümüz, iki gözümüz. Her yerde dostluğu benimseriz. Gideriz. Geliriz. Hoş sohbeti iyi biliriz. Dikkatleri çekeriz.
Bilir bilmeze kanmaz. Her bilen bildiğine inanmaz. Düşünür. Taşınır. Çok düşünmekten de aşınır. Nihayeti anlaşılır.
Sıcaktır sözün özü. Ocakta kalan ateşin közü. Isıtır soğukta bizi. Yakarsa elimizi kalır izi. Tanımalı önce kendimizi.

Hayat yolundan gelip geçenler. Anlattı kimi, kimilerine nice hikayeler. Sonucuna bakılanlar. Her birinden ayrı dersler.
Kimi oldu en güzel öğretmenler. Kimi çabuk kızdı, kulağı çekilenler. Ne eziyetler. Ne meziyetler. Unutulur birer, birer.
Gel gidelim dosta gönül derler. Dost bağından gelen sesler. Nedir acaba kulağı tırmalayanlar? Evrilir, çevrilir, yollar.
Bil ki ömür dediğin kısadır. Geceyi, gündüzü kim uzatır? Zaman gelir darlatır. Çok düşündükçe ağlatır. Zaman bu zamandır.
Arama kabahat nedir? Dostu, dosta söyletir. Sineye çeken iyi bilir. Dostlukların uzaması hep böyledir.Kusur aramamalıdır.

05 Ekim 2024

Güven Gürbüz

Şebinkarahisar / Ankara