Güven Gürbüz Yazdı ; " Hacetten doğar icat, Beklemeye ne hacet. "
- Ayrıntılar
- Cuma, 07 Haziran 2024 10:47 tarihinde yayınlandı.
- Sebinmedya tarafından yazıldı.
Güven Gürbüz Yazdı ;
" Hacetten doğar icat, Beklemeye ne hacet. "
" Beğenmez beğeneceğini beğenmez. Yolum uzun der yol üstünde eğleşmez. Hangi derede kum olmaz?
Verir kendini akan suya. Bakmaz kendindeki kötü huya. Gerindikçe gerinir birde doyasıya.
Var olana var denir. Ne konursa ortadan yenir. Ortada yoksa ortaya ne konur? Döner, durur, bakılır.
'Niyetimiz şakadan kırılmayın' derler. Ortadan büker yırtarlar. Düşünür, taşınır, neresinden bakarlar?
Yeniliktedir derler marifet. Her neresinden tutsan bir külfet. En iyisimi sen hayalet.
Bizim halimiz kıldan ince. Keser, bıçak kullanmayalım kesmeye gelince. Her duruma var nükte, ince, ince..
Bir gün geçmez acıkınca. Ne var, ne yok diye bakınca. Ne demişler aklınca, 'Yemek bulunca ye, kaç sopa bulunca."
Her icadın da var bir cevabın. Aranır bir tarafından hayrın, sevabın. Sorana sormalı 'Nedir acaba niyetin?'
Şükrederiz bulduğumuza şükür bizden. Nasipse gelir derler Hint'den Yemen'den. Bir bilene sormalı her işten.
Hoca Nasrettin nerelerde? Yazdıklarımızın içerisinde. Ne varımış halinde? Belli olur cevap verdiğinde.
Ekmek Arası Kar
Günün birinde Hoca komşularını yemeğe davet eder. Misafirler sofraya oturduklarında görürlerki
yemekler ziyafet yemeği filan olmayıp, günlük yemekler… İçlerinden biri Hoca’ya takılır:
“Yahu Hoca, sen koskoca Nasreddin Hoca’sın, bugüne kadar hiç yeni yemek icat etmedin mi?”
Hoca şaşkınlığını gizleyerek biraz düşünür gibi yapar ve adama dönerek;
“Haklısınız, vaktiyle bir yemek icat etmek istedim, ancak pek tadı tuzu olmadı, tuhaf
bir şey oldu.”der. Misafirler merakla sorarlar: “Hocam, Hocam yeni keşfettiğin yemek neydi?”
Hoca şöyle bir düşündükten sonra; “Ekmeğin arasına kar koyup yemek.” der.
Hey gidi günler hey denir. Ömür gelir geçer sayfalar tükenir. Neler. neler yazılır anlatılır?
Zaman,zaman değil anlattığından. Kim anlayacak diye yoktur soran. İçimizdeki resim kan revan.
Gelir, geçer, her bir dönem. Kim, kime versin diye bekler önem? Ben sorsam der, bulunur cevaplayan.
Kısayı çeker sündürür uzun derler. Uzunu keser, parça yapar kısa derler. Herşeye bir kılıf uydururlar.
Ne yapsa yeridir. Aklı başı yerindedir. Bahane etme ne işinde, ne aşındadır. Kalem kaşlı başındadır.
Her yazılanda varsa bir hikmet. Herşeyin sonuna vardır sabretmek. Yok olmasın içimizdeki hoş niyet.
Ömrümüze ömür katalım gülelim. Her yarayı fazla kaşımadan gidelim. Kanatmayalım, acıtmayalım.
Biz biliriz hepimizin halini. Fakiri de görelim, gördüğümüz kadar zengini. Dinleyelim derdini, kederini.
Gelir geçer ömür saz ile söz ile. Kimi gün ağlaya, kimi gün güle. Sormayın halini gülü, bülbüle?
Konuştukça gelir dertliler dile. Yazılar yazı olsun halden hale. Ortaya konsun her daim nevale.
15 Mart 2024
Güven Gürbüz
Şebinkarahisar / Ankara "