Güven Gürbüz Yazdı : Aceminin işi kaçırdığı kişi

Güven Gürbüz Yazdı :

ACEMİNİN İŞİ KAÇIRDIĞI KİŞİ

Usta deyince kaldırır ağır taşı. Rüyada gerçekleşir aceminin düşü. Kolay olmaz hakikatte düşüşü, kalkışı.
Ehli olmaktır her işte kişi. Yetişmekle başlar ilk işi. Bir olmaz yazı, kışı. Düzelir zamanla elbet gidişi.
Ustası bilir marifet işi. Kimseler sevmez hiç gösterişi. Belli olur gidişi. Hal, hale yol açar bilmeli kişi.
İyi bilirsen yaptığın işi. Kolay olur elbette öğretişi. Kimedir huzursuzun serzenişi? Bıktırır aceminin işi.
İçi seni yakar derler, benide dışı. Zarar ile kalkanın zor işi. Neresinden dönsek kar der uzaklaşır er kişi.

Her işte bekleriz selamet. Yanlış işte kopar kıyamet. Ne olur derler biraz sende sabret. Her nerede bir hayret.
Söyleriz deriz bize her şey serbest. Olmaz öyle önce şeytanı defet. Aklından gelen kuvvet. O da düşüncedir elbet.
Vesvese eder seni derdest. Bırakmaz yakanı serbest. Görür yaradan seni de elbet. İnançlıysan önce allaha dua et.
Yaz bulutu gibidir fırsat. Gelir geçer tut bir kenara at. Asılmasın sonra surat. Yeri geldiğinde sıraya kat.
Düzgünse asla bozulmaz fıtrat. Güzel huylar en güzel at. Nasrettin hocayla artar, anlaşılır bir kat. Anla heyhat.

Bir Yanına da Keten Ekeyim

Hoca, her zaman tıraş olduğu berberin dükkânına vardığında ustanın gelmediğini görür,fakat tıraş da olması gerekmektedir.
Ne yapsın kalfanın koltuğuna oturur. Kalfa, Hoca’nın yüzünü şöyle güzelce sabunladıktan sonra usturayı her kullanışından
sonra kopardığı pamuğu Hoca’nın yüzüne yapıştırır. Bir pamuk, iki pamuk derken Hoca’nın bir yanağı bembeyaz olur.
Yüzünün kesilmesine daha fazla dayanamayan Hoca koltuktan kalktığı gibi cübbesini giyer ve kavuğunu başına geçirir.
Bu durum karşısında şaşıran kalfa; “Hocam, nereye böyle daha tıraşın bitmedi.” deyince Hoca;
“Aman oğlum, görmüyor musun yüzümün bir tarafına pamuk ektin, izin verirsen öbür yanına da ben keten ekeyim.”
der ve yavaş yavaş berber dükkânından ayrılır.

Varırlar kapısına. Kim çıkar bilinmez karşısına. Arzular kavuşmaktır hizmetin en alasına. Bakmalı nihayetine.
Sorsan çare olmaz bilmeyene. Bilmeyen ne desin elalemine. Güvenir bilen bildiğine. Bilmezsin neden anladığına.
Hüsran karışmasın işin gidişine. Kestirmek zor olur zararın ne gelir peşine. En iyisimi dön gerisi gerisine.
İşin aslı bakışı bakışına. Bakışı güzel değilse aldanma ağıt yakışına. İnsanoğludur ne gelirse başına. Tek başına.
Aklı yerinde olanın bak yakarışına. Dert bana der, derman sana. İnananlar sığınır yaradanına. Sabır düşer sana.

Uzundan kısa hikaye çıkarmı çıkar. Uzunu anlatmak çabuk yorar. Diyeceksiniz ki kim anlar? Okudukça bıkmayanlar.
Yıllardır anlatılır efsaneler. En çok inananlar yabancılar. Dünyanın her bir yanındalar. Nice dersler almaktalar.
Bizim erenler. Ne çok şeyler söylerler. Anadoludan gelen kültürler. Anlatımlara fıkralarla arada bir eşlik ederler.
Anlaşılsın diyedir tüm gerçekler. Gülmekle eş değerdir düşülen bazı haller. Haller karşısında kimler ne diyecekler?
İyi anlayıp düşünecekler. İşini bilmeyene öğretmeyecekler. Öğreteceklere nasihat diyecekler. Örnekler sunacaklar.

10 Ekim 2024

Güven Gürbüz

Şebinkarahisar / Ankara